kaybolan yıllarım

YENİ SİTE ADRESİMİZ İÇİN TIKLAYIN...

“ÂLİMLER YERYÜZÜNÜN IŞIKLARIDIR, IŞIK TUTAN KANDİLLERİDİR, KARANLIKLARI AYDINLATAN NURLARIDIR.” (“HZ.MUHAMMED S.A.V):

Ailene namazı emret;
kendin de ona sabırla devam et.
Senden rızık istemiyoruz;
(aksine) biz seni rızıklandırıyoruz.
Güzel sonuç, takvâ iledir. (TAHA/132)


 
мαя∂ιηℓι мємєт şιяιη
мαя∂ιηℓι мємєт şιяιη  
  ANA SAYFA
  RESULULLAHIN DİLİNDEN DUALAR
  EN GÜZEL DİNİ RESİMLER
  KUR'AN-I KERİM DİNLE
  DİNİ SLAYT RESİMLER
  EFENDİMİZİN MUCİZELERİ
  YA NEBİ (S.A.V.)
  ANNE VE BABAYA SAYGI ADABI
  EFENDİMİZ (S.A.V)'E SALAVAT
  ZİNA
  İLAHİLER
  YASİN-İ ŞERİF
  NAMAZIN RÜKÜNLERİ
  MEVLANA ÖĞÜDÜ
  DİNİ SUALLER
  DUALAR
  ALLAH C.C DİYOR Kİ:
  NAMAZ NEDİR?
  HZ. MUHAMMED S.A.V. HAYATI
  BİR ANNENİN GENÇ KIZINA TAVSİYESİ
  10 ŞEY
  AĞLATMAK
  NEFSE ZULÜM
  AZRAİL
  ANA BABA
  ŞEYTAN
  CENNET VE CEHENNEM
  BAYANLAR İÇİN NAMAZ KILIMI
  HADİSLER
  ALLAH DOSTLARI
  ORUÇ VE FAYDALARI
  BÜYÜK GÜNAHLAR
  Büyük Günahları Doğuran Altı Günah
  İÇKİLER VE UYUŞTURUCULAR
  DİN NEDİR?
  İSLAM DİNİ NEDİR?
  İMAN NEDİR?
  ALLAH'a iman
  MELEKLERE İMAN
  PEYGAMBERLERE İMAN
  KİTAPLARA İMAN
  AHİRETE İMAN
  KAZA VE KADERE İMAN
  MİRAÇ KANDİLİ
  REGAİP KANDİLİ
  BERAT KANDİLİ
  KADİR GECESİ
  MEVLİT KANDİLİ
  KIYAMET
  NASİHATLAR
  CİNLER
  SUAL VE CEVAP
  HANIMLAR İÇİN ÖZEL DİNİ BİLGİLER
  İSLAMİ BİLGİLER
  OKUL ÖNCESİ MİNİKLER İÇİN
  KUTLU DOĞUM VE MEVLİD KANDİLİ
  ESMA-UL HÜSNA
  VEDA HUTBESİ
  :::M:Ş:T:::
  İSLAM TARİHİ
  NAMAZ VAKTİ
  4 BÜYÜK MELEK
  A'RAF
  KULAĞIMIZA KÜPE OLACAK SÖZLER
  HZ EYÜP (A.S) FİLM
  PEYGAMBERİMİZİN İKİ GÜLÜ(KERBELA) NİHAT HATİPOĞLU
  ÖLÜM KIYAMET VE AHİRET
  YILDIRIM HAN VE EMİR SULTAN (EVLİYA FİLMİ)
  RESULULLAH'A MEKTUP
  VEYSEL KARANİ
  HZ MUHAMMED (S.A.V)'İN BABASI
  HZ MUHAMMED (S.A.V) HAYATI
  KIYAMETİN BÜYÜK ALAMETLERİ ÇIKMAYA BAŞLADI
  İSLAM-TARİHİ
  GÜZEL VE DİNİ SÖZLER
  HZ(MUHAMMED)S.A.V'İN VEDA HUTBESİ
  CENNET
  ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN DURUMLAR
  PEYGAMBERİMİZ(S.A.V) GÜZELLİĞİ
  İLAHİ KLİP
  SON DAKİKA HABERLERİ
  RESİMLERİM
  Galeri
  :::OYUNLAR:::
  SPOR
  ANKET
  ILETISIM
  SİTE YÖNETİCİLERİ
  PEYGAMBERLERİN NİTELİKLERİ
  CUMA NAMAZI
  CENAZE NAMAZI
  NAFİLE NAMAZLARI
  KAZA NAMAZI
  TERAVİH NAMAZI
  HASTA NAMAZI
  KUTUPLARDA NAMAZ
  NAMAZIN EDEBİ
  NAMAZ VAKİTLERİ
  NAMAZ ve SAĞLIK
  İMAMLIK VE CEMAAT
  NAMAZLAR VE NİYET
  NAMAZIN ESRARI
  NAMAZIN TERKİ CEZASI
  Namaz Bibliyografya
  EZAN DUASI
  BİR UYARI
  MİNİ SÖZLÜK
  Ziyaretçi defteri
komik
4 BÜYÜK MELEK
BÜYÜK MELEKLER Cenâb-ı Allah'ın bütün melekler içinde üstün kıldığı dört büyük melek. Melek kelimesi Arapça'da "haberci" anlamına gelmektedir. Çoğulu "melâike" olarak gelmekte ise de, gerek Türkçe'de ve gerekse Arapça'da çoğul manasına "melek"' olarak da kullanılmaktadır. Melekler, ruh gibi lâtîf, nûrânî, mahiyetleri Allah katında malum, varlıkları bizim dünyamıza ait olmayan fakat insanlarla ilgili bir takım görevleri bulunan varlıklardır. Akıl ve nutukları olup; şehvet ve gadap gibi beşerî ihtirasları, yemeleri, içmeleri yoktur. Evlenmek, doğmak ve doğurmaktan uzaktırlar. Çeşitli şekillere girebilirler. Allah'ın emrine asla isyan etmezler, yerde ve gökte bir takım vazifeler ile meşgul olurlar. Daima Yüce Allah'ı tesbih ve zikrederler. Meleklerin bu özellikleri için bakınız: (el-En'âm, 6/9,100; el-Hicr 15/8; el-Fâtır 35/1; el-Meâric 70/4) Meleklerin sayısı ve her birinin hangi işlerle vazifeli oldukları bizce malûm değildir. Ancak bunlardan bir kısmı ve vazifeleri Kur'an-ı Kerîm'de ve Hz. Peygamber'in hadislerinde bildirilmiştir. Bu bilgilere göre"büyük melekler" olarak tanınan dört melek vardır ki, bunlar: Cebrâil, Azrail, İsrafil ve Mikâil'dir. Cebrâil: Kur'an'da üç yerde "Cibrîl" olarak geçmekte (el-Bakara 2/97, 98; et-Tahrim 66/4) diğer bazı ayetlerde de kendisinden Rûhu'l-Kudüs ve Rûh olarak bahsedilmektedir. (el-Bakara 2/87, 253; el-Mâide 5/110). Vazifesi, Allah'ın emir ve nehiylerini peygamberlerine bildirmektir. Bütün vahiy onun vasıtasıyla nazil olmuştur. Cebrâil, bu görevi yerine getirirken peygamberimize çeşitli şekil ve suretlerde gelirdi. Birçok defa insan şeklinde bu görevini ifa ederdi. İnsan şekline girdiğinde daha ziyade Dıhye isimli sahabenin kılığında, bazan da normal bir bedevî olarak gelirdi ki, "Cibrîl hadisi" diye bilinen hadisin vukûunda Hz. Peygamber'e bu kılıkta gelmiştir. Cebrâil bu gelişlerinin sadece iki defasında aslî suretinde görünmüştür. Bunlardan birisi (en-Necm, 53/6-7) ayetlerinin nuzûlünde, diğeri ise yine Necm suresinin 13. ve 14. ayetlerinin nuzûlü esnasındadır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 95). Azrâil: Kur'an-ı Kerîm'de "Melekü'l-mevt" ( = ölüm meleği) olarak geçmektedir. " Ey Muhammed de ki; size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz." (es-Secde, 32/11) Allah'ın emri ve izni ile canlıların, ölecekleri zaman canlarını almakla vazifelidir. İsrafil: Kur'an'da "İsrâfil" olarak ismi geçmemektedir. Ancak, kıyametin vukûu ile ilgili ayette "(İsrâfil tarafından birinci sefer) Sûr'a üflenince Allah'ın dilediği (melekler) müstesna göklerde olanlar ve yerde olanlar bayılırlar (ölürler). Sonra Sûr'a (ikinci defa) üflenince ölüler mezarlarından kalkıp bakınıp dururlar." (ez-Zümer 39/68) buyurulmakta, dolayısıyla isim olarak olmasa da bu meleğin vazifesi bu ayetle belirtilmektedir. Buradan kıyametin ve ahiret gününün yani yeniden dirilmenin başlangıcında bir Sûr'a üfürme olacağı anlaşılmaktadır ki, bu işle vazifeli melek İsrâfil (a.s.) dır. Bu görevinden dolayı İsrafil'e "Sûr meleği" ismi de verilmektedir. Ayrıca İsrâfil'in, "Levh-i Mahfuz"* da yazılanları okumak ve ilgili meleğe haber vermekle de görevli olduğu bilinmektedir. Mikâil: Kur'an-ı Kerîm'de bir yerde "Mikâil" olarak zikredilmektedir. (el-Bakara 2/98) Mikâil'in görevi: yağmurun yağdırılması, rüzgârın estirilmesi ve mevsimlerin tanzimi gibi tabiat olaylarını Allah'ın emri ve izni ile vukua getirmektir. Bu dört meleğin dışında, her insanın yanında bulunan ve daima onun küçük, büyük, gizli ve aşikâr yaptığı bütün işleri yazan melekler vardır ki, bunlara "Kirâmen kâtibîn"* denir. Ayrıca öldükten sonra kabirde sual sormakla vazifeli "Münker* ve Nekir"* melekleri de vardır. Meleklere inanmak, müslümanlığın iman ve itikat esaslarındandır. İnanmayan, müslüman olamaz; inkâr eden de dinden çıkar. Zira, Kur'an-ı Kerîm'de meleklerin varlığından bahsedilmekte, bir kısmının ise bizzat isimleri geçmektedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Her kim Allah'a ve meleklerine ve peygamberlerine ve Cibrîl'e ve Mikâil'e düşman olursa Allah da kâfirlere düşmandır" (el-Bakara 2/98). Ayrıca Kur'an'da Fâtır suresinin bir diğer adı da "Melâike suresi"dir. Melekler, bilfiil vardır. Onları görememiş olmamız onların yokluğu yolunda bir delil teşkil etmez. Onların bizim tarafımızdan görülmemesi, farklı bir şekilde yaratılmış bulunmalarından, vücudlarının rûhânî ve nûrâni olmalarındandır. Bizim gözümüz ise onları görebilecek şekilde yaratılmamıştır. Nitekim kendi aklımızı ve ruhumuzu da göremiyoruz, fakat onların varlığına inanıyoruz. BÜYÜK MELEKLER Cenâb-ı Allah'ın bütün melekler içinde üstün kıldığı dört büyük melek. Melek kelimesi Arapça'da "haberci" anlamına gelmektedir. Çoğulu "melâike" olarak gelmekte ise de, gerek Türkçe'de ve gerekse Arapça'da çoğul manasına "melek"' olarak da kullanılmaktadır. Melekler, ruh gibi lâtîf, nûrânî, mahiyetleri Allah katında malum, varlıkları bizim dünyamıza ait olmayan fakat insanlarla ilgili bir takım görevleri bulunan varlıklardır. Akıl ve nutukları olup; şehvet ve gadap gibi beşerî ihtirasları, yemeleri, içmeleri yoktur. Evlenmek, doğmak ve doğurmaktan uzaktırlar. Çeşitli şekillere girebilirler. Allah'ın emrine asla isyan etmezler, yerde ve gökte bir takım vazifeler ile meşgul olurlar. Daima Yüce Allah'ı tesbih ve zikrederler. Meleklerin bu özellikleri için bakınız: (el-En'âm, 6/9,100; el-Hicr 15/8; el-Fâtır 35/1; el-Meâric 70/4) Meleklerin sayısı ve her birinin hangi işlerle vazifeli oldukları bizce malûm değildir. Ancak bunlardan bir kısmı ve vazifeleri Kur'an-ı Kerîm'de ve Hz. Peygamber'in hadislerinde bildirilmiştir. Bu bilgilere göre"büyük melekler" olarak tanınan dört melek vardır ki, bunlar: Cebrâil, Azrail, İsrafil ve Mikâil'dir. Cebrâil: Kur'an'da üç yerde "Cibrîl" olarak geçmekte (el-Bakara 2/97, 98; et-Tahrim 66/4) diğer bazı ayetlerde de kendisinden Rûhu'l-Kudüs ve Rûh olarak bahsedilmektedir. (el-Bakara 2/87, 253; el-Mâide 5/110). Vazifesi, Allah'ın emir ve nehiylerini peygamberlerine bildirmektir. Bütün vahiy onun vasıtasıyla nazil olmuştur. Cebrâil, bu görevi yerine getirirken peygamberimize çeşitli şekil ve suretlerde gelirdi. Birçok defa insan şeklinde bu görevini ifa ederdi. İnsan şekline girdiğinde daha ziyade Dıhye isimli sahabenin kılığında, bazan da normal bir bedevî olarak gelirdi ki, "Cibrîl hadisi" diye bilinen hadisin vukûunda Hz. Peygamber'e bu kılıkta gelmiştir. Cebrâil bu gelişlerinin sadece iki defasında aslî suretinde görünmüştür. Bunlardan birisi (en-Necm, 53/6-7) ayetlerinin nuzûlünde, diğeri ise yine Necm suresinin 13. ve 14. ayetlerinin nuzûlü esnasındadır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 95). Azrâil: Kur'an-ı Kerîm'de "Melekü'l-mevt" ( = ölüm meleği) olarak geçmektedir. " Ey Muhammed de ki; size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz." (es-Secde, 32/11) Allah'ın emri ve izni ile canlıların, ölecekleri zaman canlarını almakla vazifelidir. İsrafil: Kur'an'da "İsrâfil" olarak ismi geçmemektedir. Ancak, kıyametin vukûu ile ilgili ayette "(İsrâfil tarafından birinci sefer) Sûr'a üflenince Allah'ın dilediği (melekler) müstesna göklerde olanlar ve yerde olanlar bayılırlar (ölürler). Sonra Sûr'a (ikinci defa) üflenince ölüler mezarlarından kalkıp bakınıp dururlar." (ez-Zümer 39/68) buyurulmakta, dolayısıyla isim olarak olmasa da bu meleğin vazifesi bu ayetle belirtilmektedir. Buradan kıyametin ve ahiret gününün yani yeniden dirilmenin başlangıcında bir Sûr'a üfürme olacağı anlaşılmaktadır ki, bu işle vazifeli melek İsrâfil (a.s.) dır. Bu görevinden dolayı İsrafil'e "Sûr meleği" ismi de verilmektedir. Ayrıca İsrâfil'in, "Levh-i Mahfuz"* da yazılanları okumak ve ilgili meleğe haber vermekle de görevli olduğu bilinmektedir. Mikâil: Kur'an-ı Kerîm'de bir yerde "Mikâil" olarak zikredilmektedir. (el-Bakara 2/98) Mikâil'in görevi: yağmurun yağdırılması, rüzgârın estirilmesi ve mevsimlerin tanzimi gibi tabiat olaylarını Allah'ın emri ve izni ile vukua getirmektir. Bu dört meleğin dışında, her insanın yanında bulunan ve daima onun küçük, büyük, gizli ve aşikâr yaptığı bütün işleri yazan melekler vardır ki, bunlara "Kirâmen kâtibîn"* denir. Ayrıca öldükten sonra kabirde sual sormakla vazifeli "Münker* ve Nekir"* melekleri de vardır. Meleklere inanmak, müslümanlığın iman ve itikat esaslarındandır. İnanmayan, müslüman olamaz; inkâr eden de dinden çıkar. Zira, Kur'an-ı Kerîm'de meleklerin varlığından bahsedilmekte, bir kısmının ise bizzat isimleri geçmektedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Her kim Allah'a ve meleklerine ve peygamberlerine ve Cibrîl'e ve Mikâil'e düşman olursa Allah da kâfirlere düşmandır" (el-Bakara 2/98). Ayrıca Kur'an'da Fâtır suresinin bir diğer adı da "Melâike suresi"dir. Melekler, bilfiil vardır. Onları görememiş olmamız onların yokluğu yolunda bir delil teşkil etmez. Onların bizim tarafımızdan görülmemesi, farklı bir şekilde yaratılmış bulunmalarından, vücudlarının rûhânî ve nûrâni olmalarındandır. Bizim gözümüz ise onları görebilecek şekilde yaratılmamıştır. Nitekim kendi aklımızı ve ruhumuzu da göremiyoruz, fakat onların varlığına inanıyoruz.
BİZ ALLAH AŞKIYLA YANIYORUZ  
   
DİNİ MENULER بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم:  
  kütüphane programı ve tasarım örneği  
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم:  
   
мαя∂ιηℓι мємєт şιяιη  
  Kur'an-I KERİM Oku dinle Quran"/>